İran Size Ne Yaptı?
Ülkemizde siyasi ve dini söz sahiplerinin ilginç bir biçimde ortak noktası olan bir konu var aslında:
İran Düşmanlığı…
Evet fikri ve zikri ne olursa olsun bütün siyasi çevrelerin ortak noktası ne yazık ki budur. Öyle ki; Liberali de Merkeziyetçisi de Milliyetçisi de Solcusu da Muhafazakarı da Seküleri de bu noktada birleşebilmektedir. Hatta İslam düşmanı olacak kadar ileriye giden bir Ateist ile ve Radikal IŞİD ve El- Kaide’nin iran düşmanlığından başka bir ortak noktası var mıdır acaba? Bu bir başarı elbette değil asırlardır süregelen nefret silsilesinin meyvesi sadece.
İthamlar da birbirine o kadar zıt ki mesela birileri iranda dini baskıdan söz ederken diğeri iranda fuhuş alemlerinden söz edebimektedir. Birileri 1979 dan sonraki süreçte 1 Milyon solcunun öldürüldüğünden söylerken başka birileri Türklere yapılan baskıdan dem vurmaktadır . Birileri kürtlerin her gün idam edildiğini iddia ederken bazı sünni kesim sünnilere hayat hakkı verilmediğini ileri sürmektedir. Burada basiret sahiplerinin anlayabileceği bir çok tezat var örneğin sünnilere baskı varsa şii Azeri Türklerine baskı yapılmaması gerekir eğer Kürtler baskıya uğruyor ve katlediliyorsa sürekli dillendirilen İran PKK’yı eğitiyor Türkiye’ye gönderiyor iddiası apaçık yalanlanmış olmaktadır. Bir ülke bu kadar çeşitli dini ve etkik kökeni içeriyor ancak sadece birisi bütün etnik kökenler üstünde hakimiyet kuruyorsa diğer milletlere hayat hakkı vermemeli ve onları yaşatmamalıdır. Diğer taraftan diğer etnik ve dini yapılar ya çok korkak veya çok güçsüz olmalılar ki bu kadar baskı yanıtsız kalsın.
1 milyon solcu ve muhalifin idam edilmesi iddiasından başlayalım. Öncelikle değil 1 milyon 10 bin solcunun bile idam edildiğine dair ellerinde bir belge bulunmuyor. Gerekçe olarak iranın kapalı devlet olmasını öne sürmekteler ancak bu açık bir aldatmadır. İran ile Nazi Almanyasını veya Stalin Rusyasını karıştırıyorlar. Oysa bir çok iran düşmanı bile İran’a o dönemlerde rahatça girip çıkabiliyordu batılı gazetecilerden tutun Türk veya Arap bir çok araştırmacının İran hakkında olumlu veya olumsuz yargıda bulunduğu gezi yazılarına her dilden kaynak bulabilirsiniz. Yani İran iddia edildiği gibi kapalı kutu olmadı ki kimse gidip göremesin kimsenin haberi olmadan toplama kampları inşa edilsin insanlar solcu diye asılsın da hiç bir gözlemcinin bundan haberi olmasın. Buna en güzel örnek olarak R. Woodsworth Carlsen’in yazdığı Türkçesi “İmam ve O’nun İslâm Devrimi Cennetin ve Cehennemin İçine Bir Yolculuk” isimli kitabını verebiliriz(1). Bu kitapta solculara yönelik katliam söylentilerinin içi boş bir iftira olduğunu yazarın tarafsızlık çabası içinde kendi bakış açısı çerçevesinde görebilirsiniz. Özellikle son yıllarda İran hakkında karalama ve birilerine yaranma amacı güden kitaplardan çok farklı olduğunu daha ilk sayfalarında farkedebilirsiniz.
İran karşıtlarının dillerine pelesenk ettikleri “Pers Devleti” komplo teorisini ve “Irkçı Rejim” iddiasını ele alalım. Irkçı rejim ne demektir? Basit anlamıyla sadece bir ırka ayrıcalık tanınmasıdır. Peki İran İslam Cumhuriyeti’nde Devletin en üst kademesinde kimler var kısaca bakalım? İmam Ali Hamanei. Kendisi bir Türk. Ülkenin Genel Kurmay Başkanı Muhammet Bakıri de öyle. İranda daha nice Türk general ve yetkili varken peki bu nasıl Pers Devletidir diye sormak gerekir?! Bu soruya verecek cevap bulamayınca onlar şii onlar mankurt diyorlar bazı kötü niyetli kişiler. Başta da belirttiğimiz gibi iddianın çıkmaza düştüğü noktalardan birisi budur. Devletin yapısı şii ise en faal şii topluluk Azeri Türkleridir.
Gelelim İran PKK’ya her zaman yardım etti diyenlere…İddianın doğruluğunu araştırmak için PKK APO sempatizanı sayfalara bir göz atabilirsiniz. Değil iran övgüsü İran İslam Devleti en çok nefret ettikleri devletlerden biridir. Öyle ki bu yüzden Kasım Süleymani Şehit edildiğinde “kürt katili öldü” diye adeta bayram etmişlerdi. Kasım Süleymani’nin Kürt katlettiği iddiası da PKK’ya yardım ettiği iddiası kadar yalandır.Kuzey Irak İŞID kuşatması altındayken Şehit Süleymani’nin bizzat bölgeye gidip Kürt halkı için o bögenin kurtarılmasında kilit rol oynadığını Irak Kürtleri dile getirmektedir.(2) PKK-KCK sempatizanlarına göre iranda her gün kürt şair, aydın kim varsa bir bahaneyle idam ediliyor. Bir ülke düşünün ki Kürt ırkına düşman ama kürdistan kurulması ideali taşıyan bir örgüte ölümüne destek veriyor. Evet ölümüne çünkü PKK’nın iran kolu olan PJAK ile ara ara sıcak çatışma haberleri gelmektedir. Bu çatışmalar ve terör eylemlerinde bu güne kadar kaç iran askeri vatanını korurken can vermiştir. Kaç tane komutan bu uğurda şehit olmuştur? Bunların hiç birini bilmezken İran’ın PKK’ya destek verdiğini savunmak PJAK’a da destek vermesi demektir ve bu iki örgüt asla birbirinden bağımsız değillerken desteklemek sizce de akla ters değil midir?
Aslında İran hakkındaki korku nefret karışık olumsuz duyguların hepsi adeta kulaktan dolma ve ata dededen gelme bazı dşüncelerin üstüne ülkede kötü niyetlilerin halka empoze ettiği fikirlerin ürünüdür.
En çok söylenen ayrı bir yalan ise İran’ın bizim tarihi düşmanımız olduğudur. Osmanlının ortalarına gelene kadar Fars ve Türk düşmanlığından söz etmek de imkansızdır.İslam’dan önce bile kültürel etkileşimde bulunduğumuz İranlılarla en büyük bağlantımız İslam ile olmuştur. Ülkenin söz sahibi bütün tarihçilern ortak düşüncesi İslamiyeti İranlılardan öğrenciğimiz yönündedir ki islami kelimeler hatta “Müslüman” kelimesi bile Arapça değil Farsça kökenlidir. Kısaca din, dil kültür yönüyle yüzlerce benzer özelliğimiz bulunan İranlılar ile Türklerin tarihi bir düşmanlığı asla olmamıştır. Bugün bazı sözde din Alimleri çıkıp İranlılar tarih boyuca islama ihanet etti demekteler peki onlara açık bir soru ne zaman? Hz. Ömer döneminde İslam ile tanışıp Hz. Osman döneminde müslüman bir millet olan İranlılar sonrasında Emevi döneminde Türklerle birlikte baskı ve katliamlara maruz kaldılar Abbasi döneminde kısmen söz sahibi oldular sonrasında Gazneliler ve Selçukluların döneminde iç içe yaşadık devamında Harzemşahlar döneminde de beraber yaşadık moğol istilası ve katliamlarında beraber katledildik. Sonrasında Türkler Anadoluyu yurt edindi ve büyük bir kısmı bu topraklara geldi. Bir kısmı geride kaldı Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman zamanlarında yaşanan Şah İsmail Hatai ile yaşanan savaşlardan ülkemizde Alevi- Sünni veya Şii-Sünni düşmanlığından söz edebilir miyiz? Bu topraklar Ehli Beyt aşkı ile kazanılmıştır yeniçeri ocağı kurulduğu zamandan beri bektaşi yolundaydı. Nice tasavvuf şairinin alevi olduğu bilinmketedir. Konumuza dönecek olursak Osmanlı- Safevi savaşı da Türk Fars savaşı değildir belki mezhep savaşı olarak sayılabilse de öz itibariyle mezhep savaşı da değildir. Yıldırım Bayezid ile Timur’un savaşı nasılsa Yavuz ile İsmail’in savaşı da aynıdır. Kısaca güç savaşı olarak düşünebiliriz. Safevi bir rakipti ve bertaraf edildi diğer rakib olan Türk ve Sünni Memlüklülerle de savaşan Osmanlı’nın gayesi Kutsal Toprakların hamiliğini veya hadimliğini kazanmaktı. Görüldüğü gibi Osmanlı zamanına kadar İranlılarla düşmanlık söz konusu değilken Osmanlı zamanında savaş yapılan onlarca devlet arasında İran’ın da bulunması iki devleti ezeli düşman yapmamalıdır. Çünkü Osmanlı Karamanoğulları, Timur Hanlığı , Memlüklüler gibi Türk devletlerle savaş yaptığı gibi Selçukluların da Gaznelilerle hatta Anadolu Selçuklularla savaş yaptığı bilinmektedir. Yine Selçukluların Harzemşahlarla yaptığı savaş yüzünden devletleri zayıflamış ve Moğol istilacılarına gün doğmuştur. Kısaca tarihte Türkler en çok Türklerle savaşmıştır.
Buraya kadar anlattıklarımızın hiç birisi tartışmalı bilgiler değildir Şah İsmail’in Türk olduğunu bilmeyen yok inkar eden de yok ancak Türkiye ve İranın asla birleşmesini istemeyenler tarihi kullanarak Türk Fars fitnesi tutturamayınca bu sefer Şii Hilali iddiasıyla İran düşmanlığı aşılamaktalar. Oysa bugün Azarbaycanda Türklerin çoğusu şiidir ama kimse Azarbaycan için fitne ülkesi dememektedir. Sürekli Şah İsmal-Yavuz üzerinden düşmanlık dikenlerini ekenler Şah İsmail’in heykelinin İran’da değil Azarbaycan’da olduğunu nedense hiç ağızlarına almamaktalar.(3) Dünde kardeşi kardeşe kırdıranlar ve onların çanaklarını yalayanlar bugün de birilerinin komutu ile Fars-Acem diye hayali bir düşman yaratıyorlar oysa İran’a gezmek için giden bir çok Youtuber’ın ortak sözü İranlıların Türkleri sevdiği ve misafirperver olduğudur. Sadece Türklerin yoğun yaşadığı bölgeler değil heryerde durum aynıdır. Halklar arasında ne tarihi ne güncel bir düşmanlık yoktur. Sorun yönetimler arasındaki uyuşmazlıktır.
Güncel fitnelerden en büyüğü şüphesiz Suriye meselesidir. İran ve Şehit Süleymani için milyonlarca sünni katletti iddiaları o kadar sık söylendi ki insanlar sürekli tekrarlanan bu yalana inanacak hale geldiler. Kısaca açıklamak gerekirse Suriyede milyonlarca sünni’yi Esad katletti ise -ki sayı milyonlarca değil- yüzbinlerce Aleviyi kim katletti? Bununla alakalı aşağıya bırakacağımız bağlantıya tıklayarak daha geniş araştırma yapabilirsiniz. Bir çok alevi köylerini kim katletti şiiyim/aleviyim dediği için başı pompalı tüfekle parçalanan insanları kim öldürdü? (4) Kasım Süleymani Amerika’nın yıllarca suikast için peşinde koştuğu bir isimdir öyleyse Amerika kullandı öldürdü demek sizce de bayağılık değil midir? (5)Usame Bin Laden ile Kasım Süleymani’yi karşılaştırmak da ayrı bir rezalettir. Amerika bin Laden’i bahane ederek Afganistan’a saldırırken bin Laden neredeydi? Neden ülkesini savunmadı? Tek icraati pazar yerinde garibanlara intihar eylemi yapmak olan el kaide bunların yüzde birini Amerika’ya karşı yaptı mı? Taliban en kötü zamanında bile el kaideden daha çok Amerika’ya kayıp verdirdi ve sonunda Amerika’ya geri adım attırdı. Taliban bile El Kaide ve bin Laden’le karşılaştırılamaz ! Gelelim Kasım Süleymani’ye Trump suikastten sonra övünerek binlerce Amerikan askerini sakat bırakan Kasım Süleymani’yi ortadan kaldırmakla iftihar ederken sen ne ile iftihar ediyorsun Müslüman kardeşim! Trump en az 100 askerinin öldüğü İran’ın üs saldırısında ölü sayısını inkâr edince inanıyorsun da Süleymani Afganistan’da yol kenarlarına bize karşı bombalar kuran kişiydi deyince neden inanmıyorsun? (6)Televizyon programında bir garazkar utanmadan Şehit Süleymani’nin Halepte Irak askerleri ile çekilmiş fotoğrafını “Bakın Amerikan askerleriyle poz vermiş” diyecek kadar alçalmıştı. Oysa Irak askeri üniformalarının Amerikan askerlerine benzediğini pekala bilmekteydi. (7)Bahsettiğimiz bu konunun ayrıntılı videoları da görselleştirme açısından yapılacaktır. Ancak kindar ve büyüklenen insanların ikna olmasını elbette beklemiyoruz. Düşman iran efsanesi yerine kardeş iran idealini destekliyoruz biz. Bu konuda her türlü tartışmaya açık olduğumuuz da belirtmek isteriz.
Kurulduğu günden beri Emperyalistlerin ve hasetçilerin yıkılmalarını bekledikleri ambargolara üç gün dayanmayacağını Saddam’ın bir haftada pes edeceğini sandığı İran İslam Cumhuriyeti şimdi 42. Yıl dönümünü kutluyor hem de Türk, Fars, Kürt, Beluç Sünni ve Şii milyonlarca insan meydanlarda kendi devrimlerini kutluyorlar. Üstelik ortada bir baskı olmaksızın hepsi kendi hür idaresiyle emperyalistlere karşı aynı sloganı atıyorlar, Tekbir getiriyorlar. Bir sonraki gönderide görüşmek dileğiyle Allah’a emanet olun!
R.Woodsword Charlsen’in kitabı 1)https://www.youtube.com/watch?v=oHnV2DRwaws&ab_channel=MaviDua
Şah İsmail’in Heykeli 3) https://cdn.yenicag.info/files/uploads/2020/03/007.jpg
Aleviyim dediği için öldürülen asker 4)https://odatv4.com/vid_video.php?id=8D80C
Suriyede Alevi katliamına bir örnek https://youtu.be/-n8nnR4_AhM
Kasım Süleymani ve Üs Saldırı Hakkında 5)https://www.youtube.com/watch?v=8tYI0jASskc&ab_channel=İslâmiDavet
Trump’un Kasım Süleymani Hakkında Söyledikleri 6)https://www.youtube.com/watch?v=O3eFvaYLdcw&ab_channel=İslâmiDavet
Sözü edilen fotoğraf 7) https://i12.haber7.net//haber/haber7/photos/iranli_general_suleymani_abd_askerleriyle_1426152683_228.jpg
Not: Son fotoğrafta Amerikan askeri olduğu iddia edilen askerlerin yüzlerine ve ellerine tek tek bakınız hafif sakallı ve ellerinde gümüş yüzük olduğunu göreceksiniz.