İmam Mehdi (As)’ın Nur İnkılabı Ve İnsanlığın Yeniden İnşası-7
İnsanlığın mayasına derç edilmiş olan fıtrat-yapı-cevher İslam’dır. Tüm akl-i, vicdan-i çıkarsamalar, sonuçlar hep insan fıtratında bulunan ihtiyaçlar-gereksinimler-özellikler çerçevesinde gerçekleşir.
İnsan, fıtratı gereği iyiliği-güzelliği-adaleti-yardım etmeyi-akıllı hareket etmeyi-iffetli olmayı-ihtiyaçlarını en doğru yoldan temin etmeyi ister. Tam aksine insan fıtratı, kötülükten-çirkinlikten-zulümden-ihanetten-başkalarının malına mülküne, namusuna göz dikmekten, asalakça yaşamaktan gibi her türlü münkirden nefret eder. Bu durum fıtratı bozulmamış yani insani fıtratından çıkmamış-soyutlanmamış-vicdanını yitirmemiş kişilerde böyledir. Ancak fıtratı bozulmuş-insani değerlerinden soyutlanmış-cevherini kaybetmiş kişiler ise esfel-e safilin-aşağıların aşağısına-hayvanlardan daha aşağı bir seviyeye düşmüş olurlar ki; böylece insan bozması vahşi bir canavar-şeytan oluvermişlerdir.
Bugün insanlığın maddi manevi tüm değerlerini ayak altı eden Amerika ve İsrail gibi şeytani düzenler her türlü cinayeti-katliamı-vahşeti-sömürüyü kendi zulüm saraylarının ayakta kalması için gerekli görüp uygularken insanlığın bu duruma karşı direnmesini de terör olarak lanse etmektedir. Amerika müttefiki birleşik şeytanlar bozulmuş fıtratlarıyla yeryüzünde bozguncu-fitneci mikroplar -virüsler haline dönüşmüşlerdir. Bunlar kendi zevklerini merkez edinmiş-putlaştırmış-ilahlaştırmış böylece diğer insanları kendi köleleri-uşakları-hizmetkarları olarak görmektedirler. Onlara göre adalet isteyenler, insanca bir yaşam isteyenler, gerçek fıtrata uygun bir hayat düzeni isteyenler hep yok edilmesi gereken ayak bağı olan tehlikeli haşerelerdir!!!?? Dünyamız böyle canavarlar tarafından harabeye dönüştürüldüğü, halklara hayat hakkı tanınmadığı-sömürüldüğü ancak bunu insanlık havarisi rolüyle yaptıkları herkesçe bilinen bir realitedir.
İnsanlık genel olarak bu durumdan mustarip iken çaresizlik-ümitsizlik içinde de kıvranmaktadır. Yanan gönüllerde çıkan dumanlar-feryatlar kara öfkeler kurtarıcı bir el aramaktadır. Vicdanları bu fıtrat ve insanlık düşmanı aşağılık vampirlere teslim olmak istememektedir ancak ne yapabileceklerini nasıl direneceklerini-mücadele edeceklerini de bilmemektedirler.
İslam her dönem de İnsanlık fıtratını korumak-muhafaza etmek için gelmiş nice peygamberler ve ilahi fermanlar hep fıtratın bozulmaması için gönderilmiştir. “İnsan (fıtratı) bozulursa alem bozulur.” sözü çok manidardır. İnsanı insan eden cevheri ilahi fıtratıdır. Bundan dolayı insi şeytanlar tüm insanlığı, fıtratlarını bozarak kendilerine kul köle edebileceklerini, akıl ve vicdanları ifsat ile her türlü vahşiliğe sürükleyebileceklerini anlamışlar ki bütün dünya da zulmü-katliamı-fuhşu-zinayı-hırsızlığı-kumarı-içkiyi-faizi-ihaneti-bencilliği-riyakarlığı-yalanı ve daha bir çok kötülüğü meslek olarak yaygınlaştırmaya çalışıyorlar. Böylece fıtrattan uzaklaşan-akıl ve vicdanını yitirmiş insanlığı idare etmek köleleştirmek, fakirleştirmek, sömürmek, yeri gelince katletmek-yok etmek kolay olsun.
Ahir zamanda da insanlık fıtratını-insani değerleri yok etmeye çalışan emperyalist ve Siyonistlere karşı elbette Yüce Allah’ın da salih kulunu-İmam Mehdi’yi ve Devletini göndermesi gayet açık-şüphe götürmez bir hakikattir. Peygamberler silsilesinin Peygamber efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (saa) ile hatem oluşu-son buluşu sonrası İnsanlığın kurtuluş gemisi olma görevi iki ağır emanetten biri olan Ehl-i beyte-Al-i Muhammed’e (as) devredildi. “Dünya zulümle dolduğu ve insanlığın ümitsiz kaldığı bir zaman da benim Ehl-i beytimden Mehdi gelecek ve dünyayı adaletle dolduracak.” Diyen Peygamber efendimiz İnsanlık fıtratının-insani değerlerin yok edilmeye çalışıldığı bir zaman da İmam Mehdi’nin ilahi bir el olarak insanlığa kurtarıcı olacağını haber-müjde vermiştir.
Her aklı selim kişi kabul eder ki insanlığın kurtuluşu, dünyanın zulümden arındırılıp adaletle doldurulması için İmam Mehdi’nin her yönden çok güçlü bir devlete-düşmanlara-zalimlere karşı mücadele edebilecek milyonlarla askeri olan ordulara sahip olması gerekir. İmam Ruhullah Humeyni önderliğinde kurulmuş İran İslam Cumhuriyeti-devleti-inkılabı dışında böyle bir realiteye sahip başka bir devlet gösterilemez-bulunamaz-söz konusu dahi değildir ki böyle İlahi bir devlet varken halen başka rüyalar görmek-hayaller kurmak veya ona karşı-düşman olmak insanlık fıtratına düşman olmaktır yani Amerika ve İsrail ile aynı cephede insanlığa ve değerlerine karşı savaşmaktır.
Söz konusu durum o kadar net ve açıktır ki delil ve burhan şu yaşadığımız zamanda dünyada olan bitenlere aklı selim olarak bakmak-görmek-anlamak yeterlidir… Vesselam.