KaynaklarMakaleler

Hz. Mesih’in -s- Veladet Yıldönümü

Bugün barış ve selamet peygamberi ve Hz. Mehdi’nin -s- evrensel kıyamında o hazrete eşlik edeceği belirtilen Hz. İsa Mesih’in -s- veladet yıldönümü. Biz de hazırladığımız bu programımızı kalpleri Hz. İsa Mesih’in -s- yeniden yeryüzüne inmesini bekleyerek atan insanlara sunuyoruz.

Bu insanlar her gün sabah güneşin doğuşu ile birlikte adeta güneş ışınlarına binerek göklere doğru kanatlanıyor ve bulutların beyaz kanatlarında o günleri bekliyor, o günler ki Nergis’in çiçeği yeniden zuhur edecek ve Meryem’in çiçeği ona eşlik edecek ve varlık alemini zulümden arındırarak adaletle dolduracak, inşaallah.

Selam olsun ilahi elçilere, selam olsun rahmet yağmuru gibi susamış canlara yağan ve insanın solan ruhunu en yüce ilahi maarifle yeniden canlandıran ve tazelik kazandıran o büyük insanlara.

Allah’ın selamı ölüleri O’nun emri ve iradesi ile yeniden dirilten ve uyuyanları yeniden uyandıran Hz. İsa’nın -s- üzerine olsun. Ve selam olsun Hz. İsa Mesih’in -s- hakiki ve sadık izleyenlerine, o insanlar ki o hazretin ve diğer ilahi elçilerin yüce tealimini yaygınlaştırıyor.

Hz. İsa’nın -s- veladeti kutlu olsun.

İnsanoğlu yeryüzüne ayak bastığı ilk günden bu yana tüm ilahi elçiler yegane Allah tarafından beşeriyete tek bir mesaj getirmiştir. Bu mesaj baştan başa rehmet içeren ve insanlara saadete ulaşmanın tek yolunu gösteren mesajdır.

Bu mesajı getiren elçilerden biri de Hz. İsa’dır -s-. O hazret İslam Peygamberi Hz. Muhammed’den -s- 622 yıl önce Filistin topraklarında yer alan Beyt Lehem’de dünyaya geldi.

Ululazm peygamberlerinden olan Hz. İsa -s- şeriat ve semavi kitap sahibi olmaktan başka harikulade bir doğumu da olmuştur. Hz. İsa -s- yüce Allah’ın iradesi ile babasız ve pak ve muvahhid bir kadın olan Hz. Meryem’den dünyaya gelmiştir. Allah teala Kur’an’ı Kerim’in Meryem suresinin 16 ila 21. ayetlerinde bu kutsal kadından şöyle söz ediyor:

(Resûlüm! ) Kitap’ta Meryem’i de an. Hani o, ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmişti.

Meryem, onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü.

Meryem dedi ki: Senden, çok esirgeyici olan Allah’a sığınırım! Eğer Allah’tan sakınan bir kimse isen (bana dokunma).

Melek: Ben, yalnızca, sana tertemiz bir erkek çocuk bağışlamam için Rabbinin bir elçisiyim, dedi.

Meryem: Bana bir insan eli değmediği, iffetsiz de olmadığım halde benim nasıl çocuğum olabilir? dedi.

Melek: Öyledir, dedi; (zira) Rabbin buyurdu ki: Bu bana kolaydır. Çünkü biz, onu insanlara bir delil ve kendimizden bir rahmet kılacağız. Bu, hüküm ve karara bağlanmış (ezelde olup bitmiş) bir iş idi.

Hz. Meryem’in -s- oğlu İsa’ya gebe olduğu süre hakkında farklı rivayetler zikredilmiştir. Bazı rivayetler bu süreyi altı ay olarak belirtirken, diğer bazı rivayetlerde dokuz ayın bedeli olarak 9 saat zikretmiştir.

Hz. İsa’nın -s- dünyaya gelme anı yaklaştığında doğum sancısı Hz. Meryem’i -s- kuru bir incir ağacının altına yöneltti. Hz. Meryem -s- yakında halkın iftiralarına maruz kalmaktan kaygı duyuyordu, öyle ki o anda ölümü arzu ediyordu. Ancak yeni doğan bebek Hz. İsa -s- yüce Allah’ın emri üzerine konuşmaya başladı ve annesini şöyle teselli etti:

“Tasalanma! Rabbin senin alt yanında bir su arkı vücuda getirmiştir.”

“Hurma dalını kendine doğru silkele ki, üzerine taze, olgun hurma dökülsün.” “Ye, iç. Gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen de ki: Ben, çok merhametli olan Allah’a oruç adadım; artık bugün hiçbir insanla konuşmayacağım.”

Daha sonra Hz. Meryem -s- yeni doğan bebeğini kucağına alarak kavmine ve aşiretine geri döndü. Yüzeysel ve kıt düşünceli insanlar bu manzara ile karşılaşınca Hz. Meryem’in -s- hakkında kötü düşünmeye başladılar ve ona şöyle dediler: Ey Meryem! Hakikaten sen iğrenç bir şey yaptın!

Ey Harun’un kız kardeşi! Senin baban kötü bir insan değildi; annen de iffetsiz değildi.

Kur’an’ı Kerim bu maceranın devamını Meryem suresinin 29 ila 33. ayetlerinde şöyle anlatıyor:

Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. “Biz, dediler, beşikteki bir sabî ile nasıl konuşuruz?”

Çocuk şöyle dedi: “Ben, Allah’ın kuluyum. O, bana Kitab’ı verdi ve beni peygamber yaptı.”

“Nerede olursam olayım, O beni mübarek kıldı; yaşadığım sürece bana namazı ve zekâtı emretti.”

“Beni anneme saygılı kıldı; beni bedbaht bir zorba yapmadı.”

“Doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağım gün esenlik banadır.”

Hz. İsa -s- veladetinden hemen bir iki saat sonra annesi Hz. Meryem’in -s- masum olduğunu ispat ederek nübüvvet makamını da ortaya koydu, fakat henüz ilahi dini tebliğ etme ve insanları hidayete erdirme görevi doğrudan o hazrete verilmemişti. Öte yandan o hazretin can güvenliği de bazı Yahudilerce tehdit altındaydı. Bu yüzden Allah teala Hz. Meryem -s- ve oğlu Hz. İsa’yı -s- güvenli ve uygun bir mekana doğru yönlendirdi ve böylece o hazret gelişme ve büyüme evresini tamamlayarak semavi risaletini tebliğ etmeye hazır hala geldi.

Öte yandan yüce Allah diğer peygamberlere sunduğu gibi Hz. İsa’ya -s- da büyük mucizeler sundu ve böylece o hazrete risaletini ispat etmekte yardımcı oldu. Hz. İsa’nın -s- bir mucizesi, çamurdan kuş heykeli yapmak ve ardından ona üflemekti ve o cansız kuş heykeli Allah’ın izniyle canlı kuşa dönüşüyordu. Yine Allah teala Hz. İsa’ya -s- gözleri görmeyen insanlara şifa verme mucizesi vermişti.

Hz. İsa’nın -s- en önemli mucizelerinden biri ise ölüleri yeniden diriltmekti. Hz. İsa -s- yüce Allah’ın iradesi üzerine bir çok insanı yeniden hayata döndürdü. Hz. İsa -s- hatta insanların evlerinde yedikleri veya biriktirdikleri yiyeceklerden de haber veriyordu.

Ancak bunca mucizeye rağmen seyrek sayıda insan Hz. İsa’ya -s- iman etmişti. Gerçekte Hz. İsa’nın -s- zuhur etmesi ile kendi konumlarını ve mevkilerini tehlikede gören İsrailoğullarının dinî önderleri o hazretin risaletinden endişe etmeye ve bu yüzden hakkında fitneler çıkarmaya başladılar. İsrailoğullarının Yahudi önderleri Hz. İsa’yı -s- kendi çıkarları yolunda bir engel olarak görüyordu ve bu yüzden o hazreti ortadan kaldırmaya karar verdiler. Ancak yüce Allah Hz. İsa’yı -s- düşmanların gözünden sakladı ve onlar Hz. İsa’ya -s- benzeyen başka birini yakaladılar.

Hristiyanlar ve diğer bazıları Hz. Mesih’in -s- düşmanları o hazreti Cuma günü çarmıha gererek katlettiklerine, fakat bu olaydan üç gün sonra Hz. İsa’nın -s- tekrar dirildiğini ve göklere çıktığına inanır. Ancak Kur’an’ı Kerim Hz. Mesih’in -s- çarmıha gerilmesini ve öldürülmesini reddederek düşmanlar Hz. Mesih’i -s- ne öldürdüklerini ve ne de çarmıha gerdiklerini, düşmanlar yanlışlıkla bir başkasını çarmıha gerdiklerini ve hatta kendileri bile o şahısın Hz. İsa -s- olduğundan emin olmadıklarını, Allah teala Hz. İsa’yı -s- göklere götürdüğünü buyuruyor.

Evet, Kur’an’ı Kerim’e göre yüce Allah Hz. İsa’yı -s- düşmanlarının şerrinden korudu ve onu uygun bir zamanda tekrar yeryüzüne göndermek üzere göklere götürdü. Hz. İsa Mesih’in yeniden dünyaya geri dönüşü ve dünyayı kurtarması ve muhteşem yeni bir dünya inşa etmesi, başta Hristiyanlar olmak üzere tüm ilahi dinlerin inancı sayılır. Dörtlü İncillerde de belirtildiği üzere Hz. Mesih -s- ahir zamanda geri dönecek ve zalim hükümdarlarla savaşacak ve onları yok ederek beşeriyeti kurtaracak ve ideal yaşama kavuşturacaktır. Buna göre Hristiyanların o hazretin zuhur etmesini beklemeleri ve zuhur zeminini hazırlamaları gerekir.

Luka İncilinde Hz. İsa Mesih’in -s- yeryüzüne yeniden dönüşü hakkında şöyle deniliyor: Kemerlerinizi bağlayan, ışıklarınızı yakın ve efendilerini bekleyen insanlar gibi olun. O zaman hazırlıklı olun, zira hiç beklemediğiniz bir anda o gelecektir.

Ve bu geri dönüş bir dizi doğal, siyasi, sosyal, semavi ve karada hadiselerin vuku bulması ile birlikte olacaktır.

Müslümanlar da Hz. İsa Mesih’in -s- ahir zamanda gökten yeryüzüne ineceği konusunda hemfikirdir. İslamî kaynaklarda ister Şii ister Sünni kaynaklar olsun Hz. İsa’nın -s- gökten ineceği konusunda bir çok rivayet vardır. Bu rivayetlerden biri İslam Peygamberi’nin -s- buyurduğu rivayettir. İslam Peygamberi -s- şöyle buyurmuştur:

İsa bin Meryem -s- aranıza indiğinde ve sizin önderiniz sizden olunca, nasıl olacaksınız?

Bazı İslamî rivayetlerde ise Hz. İsa’nın -s- ahir zamanda İmam Mehdi’nin -s- ardında durup namaz kılacağı beyan edilmiştir. Bu geri dönüş ve İmam Mehdi’ye uymak ise Hz. İsa’nın -s- gerçek izleyenleri ve bekleyenlerinin İslam dinini benimsemelerine vesile olacaktır. Gerçekte ilahi hikmet ve irade o hazretin göklere çıkmasını gerektirmiş ve yine aynı irade o hazreti yeniden yeryüzüne indirerek insanların hidayete ermesine vesile olacaktır.

Biz de bir kez daha barış ve dostluk peygamberi, son ilahi kurtarıcının yar ve yaveri Hz. İsa Mesih’in -s- veladet yıldönümü dolaysıyla tebrik ediyor ve şöyle diyoruz:

Selam olsun sana ve doğduğun güne ve selam olsun sana yeniden döneceğin güne.

https://irangercekleri.com/buseyna-saban-amerikalilar-suriyeden-kacti/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Başa dön tuşu