İran İslam Cumhuriyeti Nizamını Devirmek; ABD’nin Bozguna Uğrayan Kuruntusu
Hş. Takvimine göre 9 Dey 1388 tarihinde İran’da İslam inkılabı tarihinde unutulmaz bir hadise olarak kayda geçen büyük bir hamaset gerçekleşti. O yıl İran’da geçmiş yıllarda olduğu gibi seçim vardı.
İran milletinin onuncu dönem cumhurbaşkanlığı seçimlerine yüzde 85’lik katılımı İslamî nizamın dini demokrasi modeli eskisi gibi devam ettiğini ortaya koymuştu.
Aslında o tarihte yaşanan bu gerçek ve hamaset, uluslararası gözlemcilerin gözlerini kamaştırmıştı, nitekim bu hamaset İran milletinin düşmanları için çok acı ve katlanılmaz bir gerçekti. Bu yüzden düşmanların Londra, Washington ve Tel aviv’deki düşünce odaları hemen harekete geçti ve hazırladıkları bir komployu iç arenada bazı unsurların gafletinden de yararlanarak uygulamaya koydular ve seçimlerden sonraki günlerde İran İslam Cumhuriyeti nizamına isyan senaryosunu dayatmaya çalıştılar.
Bu şer üçgenin hazırladığı kumpas, halkın yüzde 85 katılımı ile gerçekleştirdikleri seçim sonuçlarını şaibe göstermeyi ve böylece kendilerince medeni itaatsizlik başlatmayı amaçlıyordu.
Siyaset meseleleri uzmanı Mehdi Fezaili bu kumpasın bedeli ülkeye dayatıldığını belirterek şöyle diyor: hş. 1388 yılında düşmanların başlattığı fitnenin karmaşıklığının bir sebebi, İslam inkılabı karşıtı akımın o günlerde tüm kapasitesi ile arenaya girmiş olmasıydı. Ancak bu kapasiteler sadece seçimleri karalamak için ortaya getirilmemişti ve esas amacı İslamî nizamı devirmekti.
Gerçekte Amerika devleti 1388 fitnesini başlatmakla bir okla iki hedefi vurmak istiyordu. Bu fitneyi planlayanlar bir yandan seçimlerin asaletini ve doğruluğunu sorgulamak ve diğer yandan da İslamî nizamı yumuşak operasyonla devirmek istiyordu. Bu yüzden İran’da onuncu dönem cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra başlatılan sokak eylemleri sıradan bir hadise değildi. Bu olay Amerika ve Batı’nın başka ülkelerde yaptırdığı ve kadife devrim adı ile ün yaptığı yumuşak devrimlerin modeline göre yürürlüğe konan bir operasyondu. Nitekim fitneden sonra ele geçirilen bazı belgeler ve kanıtlar başta Amerika ve bazı Avrupa ülkeleri olmak üzere İslamî nizamın düşmanları bu kumpası yönettiklerini ortaya koydu.
İranlı Uluslararası meseleler uzmanı Saadullah Zarei hş. 1388 yılında ateşi yakılan fitne olayında etkili olan bileşenleri irdelerken, Amerika ve Avrupa’da bazı malum ülkelerin resmi yetkilileri ve medya organları fitneyi uygulayanlara desteklerine işaret ederek şöyle diyor: Bu zümre nasıl ki İran İslam Cumhuriyeti’ne Saddam üzerinden dayatılan sekiz yıllık savaşta düşmanla işbirliği yaptıysa ve adeta Irak’ın Baas ordusunun birer birliğine dönüştüyse, 1388 fitnesinde de aynı şekilde harekete geçtiler ve arenaya girerek fitnecileri desteklemeye başladılar.
Kuşkusuz 1388 fitnesinin şekillenmesinde İran içinde bazı seçim adaylarının seçim münazaraları sırasında yanlış davranışları da etkili oldu ve seçim meselesinde tehlikeli polemikleri tetikledi. Bu doğrultuda bazı fırsatçı çevrelerin seçimlerde destekledikleri adayların yenilgisini bahane etmeleri ve Muharrem ayında düzenlenen Aşura yas merasiminin simgelerine ve değerlerine hakaret ve saygısızlık etmeleri fitne hareketine din karşıtı bir renk kazandırdı.
Gerçekte Amerika devletinin bu fitnede esas amacı İran’ı önceden planlanan isyanlara doğru sürüklemek ve ülke içinde tefrika ve ihtilaf yaratmaktı. Bu yüzden Amerika tüm çabalarını nizamın imajını zedeleme ve halkı siyasi süreçlere katılmaktan soğutmanın üzerinde odaklamıştı.
Amerika’nın dışişleri eski Bakanı Hillary Clinton bir süre önce yayımladığı “zor seçimler” adlı kitabında Dışişleri Bakanı olarak görev yaptığı günlerde aldığı zor kararları anlattı. Hillary Clinton bu kitabının bir bölümünde İran’da hş. 1388 yılında cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra İran içinde çıkarılan isyanlara işaret ederek şöyle yazdı: ABD Başkanı Barack Obama yönetimi 1388 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çıkarılan isyandan sonraki yıllarda on milyonlarca dolar harcayarak dünya genelinde İran karşıtı beş bin kişiyi eğitmeye başladı.
Reçeteleri Londra ve Washington’da yazılan fitne hareketi bir kaç ay boyunca İran’ın bazı kentlerinde isyan hareketleri düzenledi. Bu fitne ülkeye maddi manevi büyük zarar verirken İslam inkılabının yeminli düşmanlarını, yani sulta düzeni ve küresel istikbarı da ümitvar etti.
Ancak 9 Dey 1388 tarihinde İslamî İran halkı tüm kesimlerden ve farklı inançlardan olmalarına karşın el ele vererek sokaklara döküldü ve İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin tabiri ile bir kez daha ulaşılmaz zirvelerden birini fethederek sergiledikleri basiret ve doğru zamanı tespit etme yetenekleri ile fitne hareketine gereken dersi verdiler ve ilahi iman ve irade sayesinde İran İslam İnkılabı tarihinde unutulmaz bir günü daha kayda geçirdiler.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei bir konuşmasında Amerika devletinin İran içinde kuşku yaratmak ve İran milletinin umut ve özgüven duygusunu elinden almak için aralıksız çabalarına işaret ederek şöyle buyurdu: 9 Dey günü onca azameti ile birlikte milletin düşmanın bu tür oyunlarına cevap verdiği ve inkılap ve din değerlerini savunduğu gündü. Kuşkusuz bugün bu değerleri savunma işi aynı şekilde devam etmektedir.
Buna göre 9 dey hamasetini İslamî uyanış cinsinden yeni bir uyanış ve sıçrama olarak değerlendirmek mümkün.
Gerçekte İran millet 9 Dey gününde bilinçli ve basiretli bir şekilde düzenlenen milyonluk yürüyüşüne vahdet ve velayet ekseninde katıldı ve böylece düşmanı tanıma yeteneğini en yüksek düzeyde ve sapkın akımların karşısında ortaya koydu.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuşmalarında bir çok kez Amerika devletinin ülkede ve bölgede tefrika çıkarma ve komplo kurma yönünde aralıksız çabalarını ifşa etmiştir. Aslında Ayetullah Hamanei’nin beyanatı Amerika’nın son kırk yılda İran milletine karşı izlediği düşmanca tutumunun hedeflerini aydınlatan sözlerdir.
Kuşkusuz İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin de belirttiği üzere İran’da siyasi, dini, etkin ve kültürel alanlarda ihtilaf yaratmak için sarf ettiği onca emek ve uyguladığı onca kumpas hiç fayda etmemiş ve hepsi bozguna uğramıştır. Nitekim İran İslam Cumhuriyeti Amerika’nın şimdiki popülist Başkanı döneminde de ilerlemeye ve gelişmeye devam edecektir. Ayetullah Hamanei’nin tabiri ile düşmanlar İran İslam Cumhuriyeti nizamının geri çekildiği veya zayıfladığı günü asla göremeyecektir.
İran milletinin 9 Dey 1388’de kendiliğinden gelişen ve milyonluk bir yürüyüşe dönüşen hareketi ve onuncu dönem cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra çıkarılan fitneye karşı şanlı direnişi bir kez daha tarihî bir gerçeği ortaya koymuştur. Bu gerçek, halkın nizamın temel gücü ve inkılabın ve İslamî nizamın en önemli erkanı olarak sahnede varlığı ve dik duruşu düşmanlara nüfuz etmelerine asla izin vermeyeceği gerçeğidir.
https://irangercekleri.com/donald-trump-suriyenin-yeniden-insasi-parasini-arabistan-verecek/