İmam Ali Hamaneyİran Gerçekleri

İmam Ali Hamaney’in Sayesinde Kırk Yıllık İktidar

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei, fakihliği, şecaati, uzlaşmazlığı, kesin tavrı, ihlası, Allah’a iman ve tevekkülü, siyasi bakışı, Batı’ya güvensizliği ve alemin mazlumlarını desteklemek gibi özellikleri ile birlikte İmam Humeyni’nin -ks- yolunu sürdürdü.

İran İslam inkılabının zaferi üzerinden kırk yıl geçiyor. Bu kırk yılda iç ve dış düşmanların çeşitli boyutlarda ve alanlarda sayısız komplo ve kumpaslarına rağmen İran İslam Cumhuriyeti nizamı tüm iktidarı ile maddi manevi zirvelere doğru ilerlemeye devam etti.

İran İslam Cumhuriyeti nizamının en temel iktidar bileşeni İmam Humeyni -ks- ve ardından Ayetullah Hamanei’nin güçlü liderliğidir. Bu iki büyük insan iman ve takvaları, şecaat ve kesin tavırları, keskin bakışları ve emsalsiz basiretleri ile İslam inkılabını kırk yıl boyunca en zorlu dönemeçlerden geçirmeyi ve İslami İran’a izzet ve onur kazandırmayı başardılar.

İmam Humeyni -ks- eşsiz bir arif ve emsalsiz bir fakihti, nitekim seyrek sayıda insan İmam gibi bir kişiliğe sahiptir. İmam Humeyni -ks- kesin tavırları, siyasi uyanıklığı, zamanı doğru okuma yeteneği, zulüm ve zalimden nefreti, komploları ve kumpasları tespit etmekte büyük zekası, keskin bakışı ve ilahi niyeti ile bilinen bir liderdi.

İmam Humeyni -ks- iman ve takvasından kaynaklanan şecaati ile zalim saltanat düzeni karşısında durdu. Müslüman İran milleti de İmam Humeyni’nin -ks- takvasını, şecaatini, güçlü iradesini ve zalim şah rejimine karşı duruşunu görünce saltanat düzenine karşı kıyam etme gücünü kazandı.

İmam Humeyni -ks- ilahi ahkamı ihya etmek ve insanları zulümden kurtarmak ve onlara bağımsızlık, özgürlük ve adaleti armağan etmek için kıyam etti ve dünyaya iki kutuplu düzenin hakim olduğu dönemde bu iki kutuptan bağımsız olan İran İslam Cumhuriyeti nizamını kurdu. İmam Humeyni -ks- Doğu komünizm ve Batı da kapitalizm adına dünyayı iki cepheye böldükleri bir sırada önce Allah dedi ve dünyaya adalet ve insaniyetten söz etti ve böylece kalpleri fethetti.

O dönemde Doğu ve Batı blokları iki farklı politika ve iki farklı ekonomi anlayışı ile dünyayı iki cepheye bölmüştü. Amerika ve Sovyetler Birliği iki süper güç olarak bu iki cephenin başında yer almıştı. Doğu Avrupa ülkeleri, Çin ve Sovyetler Birliği Doğu blokunda, Amerika, Batı Avrupa ülkeleri ise Batı blokunda yer alıyordu. Ancak İmam Humeyni -ks- İslam’ın siyasi tealimine göre ve dini bakışından hareketle siyasi çizgisini şekillendirdi ve Ne Doğu, Ne Batı sloganını gündeme getirdi.

İmam Humeyni Amerika’nın başını çektiği küresel emperyalizm ve sermaye düzeni ve bu düzenin cani İsrail rejimine verdiği desteğe şiddetle karşıydı. İmam Humeyni -ks- Amerika’nın istikbar huyu hakkında şöyle diyordu: Amerika dünyanın mahrum ve mustazaf insanlarının bir numaralı düşmanıdır. Amerika dünya üzerinde siyasi, iktisadi, kültürel ve askeri sultasını kurmak için hiç bir cinayetten çekinmiyor. Amerika tüm dinlerin düşmanıdır, hatta Hristiyanlığın. Amerika esasen dinlere inanmaz ve kendi çıkarlarından başka hiç bir şeyi düşünmez, Amerika devleti hatta Amerikan halkının çıkarlarını düşünmez.

Öte yandan İmam Humeyni -ks- komünist düzenin çöküşünün yakın olduğunu öngörüyordu ve sonunda da 1991 yılında imamın komünizmin çökeceği yönündeki öngörüsü gerçekleşti.

Bilindiği üzere 1989 yılının ilk gününde İmam Humeyni -ks- Sovyetler Birliği’nin son lideri Mihail Gorbaçev’e tarihî bir mektup yazarak komünizmin ölümünden söz etti ve Gorbaçev’i İslam’ı tanımaya davet etti.

Aslında İmam, Sovyetler Birliği halâ dünyanın en güçlü devletlerinden biri olarak gündemdeyken marksizmin kemiklerinin kırılma sesinden söz etmişti. O günlerde soğuk savaş henüz bitmemiş ve Doğu’yu Batı’dan ayıran Berlin duvarı da halâ ayaktaydı. Yine Sovyetler Birliği’nin anayasasında komünizm hakimiyeti devam ediyor ve bu birliğe bağlı cumhuriyetlerin insanlarının kaderine hükmediyordu.

O tarihte dünyanın önde gelen siyasileri ve teorisyenleri İmam Humeyni’nin -ks- öngörüsünü hayretle karşılamıştı. Aslında bu kesim, bir din adamı dünyanın bir süper gücünün çöküşü gibi önemli bir konu hakkında doğru bir görüş beyan edemeyeceğini zannediyordu. Ancak 1991 yılında İmam Humeyni’nin komünizmin dağılması ile ilgili öngörüsü gerçekleşti ve böylece bu büyük liderin geleceği ne denli titiz gördüğünü ortaya koydu.

1989 yılında İmam Humeyni -ks- vefat edince, Ayetullah Hamanei İran İslam Cumhuriyeti gemisinin dümeninin başına geçti. O sıralarda dayatılan savaşın fırtınası geride bırakılmıştı, fakat İslam Cumhuriyeti nizamını devirmek için düşmanların iktisadi ve kültürel savaşı tüm hızı ile devam ediyordu. Ancak Ayetullah Hamanei de İmam Humeyni -ks- gibi inkılap ülkülerini en iyi biçimde korudu. İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei fakihliği, şecaati, uzlaşmazlığı, kesin tavrı, ihlası, Allah’a iman ve tevekkülü, siyasi bakışı, Batı’ya güvensizliği ve alemin mazlumlarını desteklemek gibi özellikleri ile birlikte İmam Humeyni’nin -ks- yolunu sürdürdü.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei işin ta başında izleyeceği yolun, imamın yolu ve şiarları da imamın şiarları ve ülküleri ve hedefleri de imamın ve inkılabın ülkü ve hedefleri olacağını ilan etti.

Ayetullah Hamanei liderliği döneminde İran’ın iç ve dış arenalarda iktidarını geliştirdi, öyle ki bugün İran bölgenin birinci gücü ve düşmanların da itiraf ettiği üzere başta orta Asya bölgesi olmak üzere bölgenin en etkili ülkesidir.

İran İslam Cumhuriyeti nizamının iktidar işaretlerinden biri, nizamın önde gelen liderlerinin Amerika devleti ve istikbar huyuna karşı derinmeleridir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei de İmam Humeyni -ks- gibi Amerika devletine asla güvenmiyor. İran’ın nükleer müzakereci heyeti Amerika ve bir kaç Avrupa ülkesi ile müzakere masasına oturmak ve ülkenin nükleer faaliyetlerini anlatarak uluslararası camianın güvenini kazanmak istediğinde, Ayetullah Hamanei işin ta başında Amerika’ya güvenmiyor ve 5+1 grubu ile hakiki müzakere ve şeffaflaştırma çalışması faydasız olacağını ve sonu iyi olmayacağını belirtiyordu.

Nitekim sonunda İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin sözü doğru çıktı ve Amerika Başkanı Donald Trump nükleer anlaşmadan çekilerek Amerika devleti hiç bir mantıktan yararlanmadığını ve prensip nedir bilmediğini ve sırf zorbalık yaparak çıkarlarını temin etme peşinde olduğunu ortaya koydu. Ayetullah Hamanei bu gelişmenin ardından Amerikalı yetkililerin zaten siyasi edep ve diplomatik nezaketten yoksun olduklarını, fakat şimdiki yetkilileri utanmazlığı ve edepsizliği had safhaya ulaştırdıklarını, öyle ki edep ve utanma nedir, bilmedikleri açıkça anlaşıldığını vurguladı.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle devam etti: Amerikalıların müzakerelerde formüllerine göre hangi devlet onlarla müzakere ederse sorun yaşar, tabi Washington güdümünde olanlar hariç, fakat Amerika’nın şimdiki yönetimi hatta Avrupalılara karşı bile zorbalık yapıyor. Biz Amerika ile müzakere gibi tehlikeli bir oyuna ancak siyasi, iktisadi ve kültürel açılardan istediğimiz iktidara ulaştığımızda ve Amerika’nın yaygaraları ve baskıları bizi etkilemediğinde girebiliriz. Ancak hali hazırda müzakere kesinlikle bizim zararımızla sonuçlanır ve bu yüzden müzakere etmek yasaktır. Biz kesinlikle Amerika’nın şimdiki yönetimi ile müzakere etmeyiz.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei büyük bir basiretle siyasi hareketleri rasat eden ve küresel istikbarın düşmanlıkları karşısında güçlü çözüm yolları üreten bir liderdir. Ayetullah Hamanei bilimsel ilerlemeyi milli iktidara katkı sağlayacağını bilen ve bu yönde gençlere sürekli tavsiyelerde bulunan bir liderdir. İranlı genç bilim adamları da tıp, eczacılık, genetik, nükleer, savunma, füze, denizcilik ve diğer birçok bilimsel ve teknolojik alanda büyük başarılara imza attılar ve yeni buluşları ve icatları ile İran’ın bilimsel derecelerini geliştirdiler. İran özellikle nükleer teknoloji alanında büyük ilerleme kaydetti, ki bu da Ayetullah Hamanei’nin nükleer bilimcilere verdiği desteklerin sayesinde gerçekleşti.

İran’ın savunma gücünün geliştirilmesi de İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin sıkı bir şekilde desteklediği alanlardan biridir. Ayetullah Hamanei İran’ın füze gücünün pazarlık konusu olmasına asla müsaade etmedi. Hali hazırda da İran bölgede füze savunma gücü, hava ve deniz gücü bakımlarından en güçlü ülke sayılır. Bir zamanlar sekiz yıllık savaşla çökertilmesi planlanan, en ağır iktisadi yaptırımlarla felç edilmek istenen, türlü fitnelerle kaos ve kargaşaya sürüklenmek ve bölgede ve dünyana münzevi yapılmak istenen İran, bugün bilimsel alanların zirvelerinde yer alıyor. Bugün İran düşmanların tüm namertçe yaptırımlarına rağmen dimdik ayakta duruyor ve Amerika gibi zorba devletlerin komplolarını bozguna uğratıyor ve tüm bunlar İran’ın büyük lideri sayesinde oluyor.

Ve son olarak İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’den bebek katili İsrail rejimi hakkında ilginç bir cümleyi sizlerle paylaşmak istiyoruz. Ayetullah Hamanei bundan üç yıl önce İsrail’in geleceği hakkında şöyle buyurmuştu: Size şu siyonist rejim hakkında bir cümle söylemek istiyorum. Nükleer müzakereler sona erdikten sonra işgal altındaki Filistin’de siyonistler şöyle dediklerini duydum: Şu yapılan müzakerelerle en az 25 yıl İran tarafından gönlümüz rahat oldu, 25 yıldan sonrası için o zaman bir şeyler düşünürüz. Ben de onlara cevaben söylüyorum: evvela siz gelecek 25 yılı göremeyeceksiniz. İnşaallah 25 yıla kadar ilahi tevfik ve ilahi fazl sayesinde bölgede siyonist rejim diye bir şey olmayacaktır.

Evet, İmam Humeyni -ks- marksizmin çöküşünü nasıl vadettiyse, şimdi Ayetullah Hamanei’nin de bu siyasi öngörüsü gerçekleşecektir inşaallah. Buna göre de bizler İsrail’in yok oluşunu seyretmek üzere o günü sabırsızlıkla bekliyoruz.

https://irangercekleri.com/kuffarin-korkulu-ruyasi-kasim-suleymaniden-golan-eteklerine-gizli-ziyaret/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Başa dön tuşu