İngiliz Şiiliği’nin perde arkası
İngiliz Şiîliği veya inhirafa uğramış Şiîliğin rehberi olan Seyyid Sadık Şirazî, Seyyid Muhammed Şirazî döneminde faaliyetlerine başlamıştı. Bu faaliyetlerin temelinde kargaşa, dogmacılık ve din ve siyasetin birbirinden ayrıştırılması teorilerine dayanmaktadır.
İngiliz Şiiliği
İsfehan Sanat Üniversitesi’nde bu üniversitenin öğrencilerinin iştirak ettiği ve Seyyid Hadi Efkahî’nin katılımcı panelist olduğu bir oturum gerçekleştirildi. Bir öğretim üyesi olan Seyyid Hadi’nin uzmanlık alanı Ortadoğu’dur. Konuşmasında İngiliz Mollaları ve İngiliz Şiîliği mevzusunu etraflıca ele aldı. Seyyid Hadi Efkahî konuşmasında bugünkü dünya meseleleri arasında en çok önem arz eden birkaç meseleden birinin İngiliz Şiîliği olduğuna değindi. Meselenin önemini özellikle Şiî Müslümanların idrak etmesi gerektiğinin de altını çizdi.
Şirazîlerin Çalışmaları Şehirlerde Faal Durumda
Ortadoğu uzmanı Seyyid Hadi Efkahî konuşmasına şu şekilde devam etti: “Henüz Şirazî oluşumu meydana gelmeden günümüzden kırk yıl evvel benzer faaliyetleri Irak’ta yürütenler bulunmaktaydı ve bunlara İngiliz Mollaları denilmekteydi. Bendeniz, o günden bu güne bu mesele hakkında detaylı araştırma ve incelemeler yapmaktayım. Bu yapılanma İran İslam İnkılâbı’ndan evvel bulunmaktaysa da asıl faaliyetleri inkılâptan sonra ivme kazandı. Liselerde, üniversitelerde, havzalarda, kültür merkezlerinde faaliyet göstermektedirler. Bu faaliyetleri gösterenlerin ardında kimlerin bulunduğunun tahkik edilmesi ve anlaşılması gerekmektedir.”
Seyyid Hadi Efkahî şu hatırlatmalarda bulundu: “1342 yılında Rehber Seyyid Ali Hamaneî bir konuşmasında bu meselenin ciddiyetini onaylamış ve İmam Humeyni’nin (ks) vefatından evvel faaliyetlerin başladığına dikkat çekmişti. Bu güruhun faaliyetleri şehirlerde sürdürülmektedir. Elbette bunlar gözetim altındaydı. Ancak artık fikirlerini şehrin gizli dehlizlerinde değil açık bir şekilde ifade ve ilan etmektedirler. Bu nedenle bunların önünü almak da önceki kadar kolay olmamaktadır.”
Şirazi Hareketi Kargaşa, Dogmacılığı ve Din-Siyaset Ayrılığını Savunmaktadır
Seyyid Hadi Efkahî konuşmasına şunları açıkladı: “Bu ideolojinin temelleri Mirza Rıza Şirazî’ye kadar gitmektedir. Zira bu büyük âlimin torunlarından biri bu sapkınlık yoluna girişmiştir. İngiliz Şiîliği veya inhirafa uğramış Şiîliğin rehberi olan Seyyid Sadık Şirazî, Seyyid Muhammed Şirazî döneminde faaliyetlerine başlamıştı. Bu faaliyetlerin temelinde kargaşa, dogmacılık ve din ve siyasetin birbirinden ayrıştırılması teorilerine dayanmaktadır. Ayetullah Sistanî’nin Irak’taki Sünnilerin korunması gerektiğine dair yaptığı açıklama dolayısıyla onu kâfir ilan etme örneğinde görüldüğü gibi, bu yapılanmanın ilk hedefi Şîa ve Ehl-i Sünnet arasında ihtilaf çıkartmaktır.”
Şiiliği Tahrip İçin Yayın Yapan 17 “Şiî” Uydu Kanalı
Seyyid Hadi Efkahî şunları da ilave etti: “Seyyid Müçteba Şirazî kötü ve fahiş bir dille İran İslam Cumhuriyeti mesullerini kötülemektedir. İslam’ın neresinde böyle fahiş bir üslup kullanılmasına izin verilmiştir? Bu dil elbette toplumda haşinliğin oluşturulması için gerekli zemini hazırlama amacıyla kullanılmaktadır. Bu bağlamda Aşura merasimlerinde kama vurmanın cevazına ilişkin fetvaları da hatırlanmalıdır. Bu fikirlerin dünyadaki Şiîlerin arasında yayılmasını istemektedirler. Bunun yanı sıra hak olarak sadece kendilerini görmekte ve diğerlerini (hem Ehl-i Sünnet ve hem de kendilerinin fikirlerini sahip olmayan Şiîleri) batıl taraf olarak tanıtmaktadırlar.
Bu fikirlerinin yayılması için uydu üzerinden 24 saat yayın yapan 17 kanalları bulunmaktadır. Bu kanallar vasıtasıyla kendi haşin ve fitne içerikli fikirleri içeren yayınlar yapmaktadırlar. Programlarda Şiî-Sünnî arasında ihtilafların çıkarılmasının yanı sıra Şiîliğin de karalandığı görülmektedir. Mesela;Ehl-i Beyt ve Fedek adlı kanalları bir Sünnî genci takip ederse Emperyalizm ve Siyonizm’in Müslümanlar arasında ektiği nefret söyleminin propagandasına kanabilecektir. Tüm bu yapılanlar müstekbir güçlere hizmet etmektedir. Hizmet ettikleri bu emperyalist odaklardan dolayı kendilerine İngiliz Şiası denilmektedir. Oysa dedeleri olan Seyyid Şirazî’nin Tütün Fetvası olarak bilinen eylemiyle İngilizlerin İran’daki nüfuzu büyük ölçüde kırılmıştı.
Şirazî ailesindeki bu inhiraflar Ayetullah Seyyid Muhammed Şirazî ile başlamaktadır. Yalan bir şekilde Ayetullah Şahrudî ve Hoî’nin talebeliğini yaptığını ve içtihat makamında olduğunu öne sürmektedir. Oysa bu durum her iki taraftan da tekzip etmişlerdir. Nitekim taklit mercii olmak için şu hususların yerine getirilmiş olması gerekmektedir: 1) Havza üstatlarından ders okunması ve onlardan icazetname alınması, 2) Bu şahsın seçkin ve parlak bir âlim olması, 3) seçkin talebeler yetiştirmesi. Seyyid Muhammed Şirazî’nin İslam İnkılâbı’ndan evvel İmam Humeyni (ks) ile iyi bir ilişkisi bulunmaktaydı. Ancak sonradan bu ilişkinin seyri değişti; zira İmam, onun taklit merciliğini onaylamamıştı. Bu şahıs, Ayetullah Hakim’in vefatından sonra da İran İslam İnkılabı karşıtı bir tutum sergiledi. Ayrıca hoş olmayan bazı tutumların yanı sıra ciddi eserler ortaya koyamadığı için babasının yayımlanmamış eserlerini kendi adıyla yayınladı.”
Şirazîlerin İtikadî-Fıkhî Tutum ve Yaklaşımları
Seyyid Efkahî şu hatırlatmalarda bulundu: “Şirazîlerin bu bağlamdaki düşünce, tutum ve yaklaşımları birkaç başlık altında değerlendirilebilir. I) İmamet ve İmam-ı Zaman’ın (ac) hakkını gasp ettiği gerekçesiyle velayet-i fakihe düşmanlık sergilemek. II) Fakihlerden müteşekkil bir şura yönetimini savunmak. III) Ahbarî ekolün yayılmasını sağlamak ve felsefe ve irfanî ekole düşmanlık edip bu ekole sahip zatları tekfir etmek. IV) Her ne kadar İmam Humeyni (ks) ve Rehber Seyyid Ali Hamaneî’nin açıklamaları bunun zıddı bir duruma işaret etse de Ehl-i Sünnet’i tekfir etmek.
Şirazîlerin siyasî tutumları da şu şekilde sınıflandırılabilir: I) yabancı güçlere bağlanılması gerektiği hususunu gündemde tutmak. II) İran İslam İnkılâbı’na açıkça muhalefet edip inkılâp hakkında gençlerin zihinlerini bulandırmak. III) İmam Humeyni (ks) ve Rehber Seyyid Ali Hamaneî’nin şahsiyetlerini zedelemeye yönelik faaliyetlerde bulunak. IV) İslam dünyasının merkezi konumdaki sorunu olan Filistin meselesinin gündemde tutulmasına muhalefet etmek. V) Dünya müstekbirlerini, başta İngiltere olmak üzere, korumak.
Bu fikirlerini şu şekilde yaymaya çalışmaktadırlar: I) II. Halifenin öldürüldüğü günde Zehra Bayramı tertip etmek II) İslam düşüncesini yanlış tanıtmaktan başka bir şeye yaramayan kama vurma eyleminin müstehap olduğuna dair fetvalar vermek III) Kadınların dikenler üzerinden yürütülmesi (Aşura sonra Ehl-i Beyt hanımlarının çöldeki meşakkatli yolculuklarının sembolize edilmesi) IV) Vahdet haftası yerine Beraat haftasının ihdas edip canlı tutmak V) Hz. Muhsin için on günlük yas merasimlerinin tertip etmek VI) Hüseynî meclislerin tertip edilip avamdan insanları kandırmak VII) İmam Hüseyin’in merasimlerini Muhammedî İslam’ın dışına taşımak VIII) Hüseynî ritüellerde saldırgan ve fahiş eylemler sergileme.”
Sünnîler ve Şiîler Arasında Neden Fitne Davulu Çalınıyor?
Seyyid Efkahî konuşmasında şu hususlara da değindi: “Neden Sünnîler ve Şiîler arasında fitne davulu çalınıyor? Bizim ortak noktalarımız bulunmuyor mu? Kur’ân’ımız aynı kitap değil mi? Aramızdaki cüz’î ihtilaflar nedeniyle neden düşmanla işbirliği yapılmaktadır? Neden İsrail’i sevindirecek olan Sünnî ve Şiî düşmanlığı körüklenmeye çalışılıyor. Sadık Şirazî’nin uydu kanalları olan İmam Hüseyin 1-2-3, Baki, el-Envâr 1-2, Zehrâ, el-Mehdi, Hatice TV, Ebal Fazl Abbas, Teen Ch 4, Fedek ve başkaları, Şia ismini dünya kamuoyunda kötülemektedirler. Seyyid Sadık Şirazî’nin onayını almış olan ve Müçteba Şirazî’nin de damadı olan Yasir el-Habib, Fedek kanalını Londra’da yönetmektedir. Aynı şekilde Muhammed Hidayetî, İran İslam İnkılâbı düşmanlığı yapan Selam adlı kanalın idaresini Los Angeles’tan yürütmektedir. Bu kişi kanalda yaptığı programlarında Şehid Üstad Mutahharî hakkında çok çirkin ifadeler kullanmaktadır.”
İngiliz Şiîliğinin Amerikan Sünniliğiyle Benzeşmesi
Ortadoğu uzmanı Seyyid Efkahî şu hususu da dikkat çekti: “İngiliz Şiîliği ve Amerikan Sünniliği arasında pek çok benzerlikler bulunmaktadır. Bunlar kısaca şu şekilde sıralanabilir: I) Filistin davasını savunanların karşısında yer alma II) Kur’ân ve hadislerin zahirlerine göre görüş bildirme III) İran İslam Cumhuriyeti aleyhine tutum sergileme IV) İnkılabî, mukavim yapılanmaların karşısında yer alma V) Şiî ve Sünnî ulemayı tekfir etme VI) Avam Müslümanlar arasında fitne ve fesat yayma.”
Şirazî Yapılanmasına Karşısında uygulanacak Stratejiler
Seyyid Efkahî bu fitneci güruha karşı sergilenmesi tutumlar hakkında da şunlara değindi: “Gerek Kum ilmî havzalarından ve gerekse üniversitelerden fazilet sahibi âlim ve akademisyenlerin, bu yapılanmanın itikadî, siyasî ve dinî sapkınlıklarını ortaya koyacak ciddi çalışmalar yapması gerekmektedir. Bu kişiler çeşitli toplantı ve oturumlar tertip ederek Şirazî yapılanmasının sapkınlıkları hakkında gençlere bilgi verilmelidir. Hüseyniyelerde ve çeşitli müesseselerde, Müslümanlar arasında bir fitne çıkarma hareketi olan bu yapılanmanın gerçek yüzünü gösterecek konuşmalara yer verilmelidir. Batı taraftarlığı yapan Şirazîlerin, Muhammedî ve Alevî İslam’ın tahrif edilmesi için işbirlikçi oldukları açıklanmalıdır.
(Çeviri: Hasan Hüseyin Güneş)
intizar.web.tr