Feryad!
Mescidi Aksa’mız işgal altında…
Her gün bir yiğit yıkılır Gazze’nin sıcak kumlarına. Her gün bir aslan düşer Kudüs’ün soğuk taşlarına. Annelerin feryadı gök perdelerini parçalayacak gibidir. Babaların gözyaşları her gün bir Muhammed Durre’yi yıkamakta.
Ey Rabbim nedir bu ümmetin hali! Ümmeti Muhammed midir bu? Ahir zamanın ümmeti midir?
Ahenkli şiir yazamam şimdi kafiyeler utanır.
Bir damla yaş dökemeyen ihlasla; oluk oluk dökülen kandan ne anlar ki?
Haykırmam imkânsız insanlara, susmak ise ruhuma ters.
Uykuda Ümmet uyuduğunu farkında ama hala uykuda.
Bombalar patlarken her gün yüreğimin bir meydanında.
Uyanamıyor belki uyanmak istiyor ama uyandırmıyorlar.
Her şey sözde: İslam, ümmet, iman, hatta vicdan…
Herkes kendi kaygısında kendi kavgasında…
Olmuyor işte…
İnsanlar zulmün yerini ve merkezini bildiği halde darmadağın etmek için, iblisin melun kalesine bir darbe indirmiyor.
Hain, zalim, münafık idareciler sadece oyalıyor halklarını ve ne yazık ki nifak, halklara riya olarak sirayet ediyor.
Bir çocuk daha gördüm bugün başından vurulmuş.
Bir delikanlı daha bir genç daha gördüm mütebessim bir duruşla tabutta…
Ağlamak istiyorum gözyaşından nasibi olmayacak kadar mazlumların…
Feryat etmek istiyorum mustazafa sıra gelmeyecek derecede…
Utanıyorum utanmayanlar adına da…
Yemen’de her bomba bir evde attığında dağılan benim.
Afrika’da her fitneye kurban giden garibana kurban,
Açlık susuzluk çeken her acize umman olmak isterim.
Aziz olan onlar hakir olan biziz.
Her gün ayrı kanallardan narkozlanan ruhlarımızla güya kıyamda Fatiha okuyan ama “nimete erenler ”in kim olduğunu bilmeyen “gazaba uğrayanlar” ile ne kadar ortak noktamız olduğunu fark etmeyen biziz.
Okunan her “Allahu Ekber” nidasını nicelerin infaz edilmesine gerekçe olduğunu bilmeden dinleyen biziz.
Günah ve fitne sağanak halindeydi artık sel olduğu taştı her haneye..
İntihar çıkış kapısı oldu nicelerine…
Sefahatte olanların gözü görmedi kulağı duymadı bile onları.
Fikirlerim kelimelerim darmadağın;
Çünkü darmadağın olan Ruhumun ıstırabı içindeyim ben.
Ben kim miyim? Tanıyorsun aslında.
Ben “sen”im!
Vicdanını yitirmeyen sen!
İmanı ve aşkı tutuşan sen!
Her ne yerde ayağı sürçerse sürsün “ya Allah” diye ileri atılan sen!
Ümmetin aşkıyla mazlumlara merhamet pınarı olmaya gönüllü;
Zürriyet, milliyet, fikriyat hatta itikat gözetmeksizin tüm insanlara adalet ve merhamet isteyen sen! Rabbim seni korusun ve sana imkan versin,
ZULMÜN BAŞINA BELA OLASIN İNŞALLAH
(amin)