Üstad Mehdi Mandigari Sohbetinden:
Evin reisi ve erkeği olarak kocanın aile içinde eşine ve çocuklarına karşı görevleri:
1-Sevgidir.
2-Adalettir.
3-Affetmek ve görmezden gelmektir.
İnşallah Allah-u Teâlâ “toplumumuzdaki tüm erkeklere bu özellikleri bağışlar” diye umuyorum.
Kadınlara gelince; onların öncelikli görevi ise “saliha” olmaktır. Nitekim ayette de belirtilmiştir: “Onlar, sizin için örtüdür; siz de onlar için örtüsünüz.” (Bakara, 187)
Nedir saliha?
Saliha, kısaca şudur; yani kadın, kocasıyla arasındaki ilişkiyi öyle gizli tutmalı ve öyle titiz olmalı ki başkaları, ikisi arasındaki özel hayatı ne duymalı, ne de görmelidirler. Zerre kadar da olsa, özel hayatlarına dair hiçbir şey mahremlerin (birinci dereceden akrabaların) dahi yanında açılmamalıdır.
Mahremler de bazı konularda tıpkı namahremler gibidir. Bir kadın erkek kardeşlerinin, dayılarının ve amcalarının yanında pardisülü olmayabilir. Onlarla evde oturup sohbet ederken saçı açık olabilir, kolları görülebilir. Bunların hiçbir sakıncası yoktur, gayet de normaldir. Ama namahrem olmasalar da, hatta kadın evde pardisülü bile olsa; ne babasının, ne dedesinin, ne kardeşlerinin, ne dayısının, ne de amcasının yanında tıpkı kocasının yanında yürüdüğü gibi yürüyemez. Yani özel hayatlarında birbirlerine karşı sahip oldukları rahatlığı, tamamen kocasına yönelik sayılabilecek özel yürüyüş tarzını orada sergileyemez.
Bu, “saliha” teriminin kısaca manasıdır. Bakara 187’nin anlamı budur. İsterseniz biraz daha açayım:
Sokakta yürürken elleri omuzlara atmalar, birbirlerinin belinden tutmalar ve burada sayamayacağımız daha nice ilginç yaklaşımlar günahtır. Çünkü bu, diğerlerini tahrik etmek ve kendilerine ait özel perdeyi yırtmak demektir. Akıl sahibi hiç kimse, bile bile kendi perdesini yırtmaz!
Hele hele, teknolojinin ilerlemesiyle özel hayatların rahatlıkla takibe alınabildiği sanal ortamlarda kadın çok daha dikkatli olmalıdır. Kötü durumları zaten biliyorsunuz. Ben sadece normal karşılanan bazı yanlışlara değinmek istiyorum:
O da şu ki: Bazen erkekler, bazen de kadınlar özel hayatlarını hiç çekinmeden paylaşıma açıyorlar. Eşini öperken, onunla sarmaş dolaşken vs. çekildikleri fotoğraflar havalarda uçuşuyor. “Aşkımlar, canımlar, cicimler” dur durak bilmiyor. Bir de dualar paylaşıyorlar: “Seni bana veren Allah’a şükürler olsun, iyi ki varsın aşkım!” vs. Bu tür yaklaşımlar için söylenebilecek çok şey var. Ama ben şunu sormak istiyorum:
Ayette geçen örtü bu mudur? İki kişi arasında kalması gereken özel anlar, özel duygular, özel sözler ortalığa saçılarak nasıl bir örtü oluşturulabilir? Yoksa örtülü olmak gibi bir niyetimiz mi yok?
Eminim; hırslarını, heveslerini ve içlerini yatıştıracak kadar çeşitli cevapları vardır. Ama kesin olarak bildiğimiz şu ki, bu kimseler asla “Onlar, sizin için örtüdür; siz de onlar için örtüsünüz.” (Bakara, 187) ayetinin muhatabı değildirler.
Salihlerden ve salihalardan olmak takva ister, edep ister, hayâ ister. Kuran’ın anlattığı örtülü kimseler işte bu özelliklere sahip kimselerdir.
* * *
Salihanın bir diğer manası da, Yüce Allah’ın kadına bağışladığı letafet, zarafet ve inceliği sadece kocasına sergilemesidir, başkalarına değil! Aksi halde..(Devam Edecek)
