El Turfeh: ABD’nin İran Planları Başarısızlıkla Sonuçlanacak
Masume El Turfeh, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Trump’ın, Dışişleri Bakanlığına Mike Pompeo, Ulusal Güvenlik Danışmanlığına John Bolton’u getirmekle tüm diplomatik girişimleri bir tarafa atarak İran’a karşı mücadele edecek bir ekip kurduğunu belirtti.
London School of Economics’in İran ve Afganistan uzmanlarından Masume El Turfeh, El Cezire internet sayfası için kaleme aldığı “ABD’nin İran rejimini değiştirmek için yaptığı girişimler başarısız olmaya mahkumdur” başlıklı makalesinde dikkat çekici tespitlerde bulundu.
Masume El Turfeh, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Trump’ın, Dışişleri Bakanlığına Mike Pompeo, Ulusal Güvenlik Danışmanlığına John Bolton’u getirmekle tüm diplomatik girişimleri bir tarafa atarak İran’a karşı mücadele edecek bir ekip kurduğunu belirtti.
Trump’ın Nükleer Anlaşmayı iptal edeceğini belirten Masume El Turfeh, Pompeo ve Bolton’a görev verilmesini; “Amerika, İran’da rejimi değiştirmeye çalışacak, tercih edeceği yollar içerisinde askeri müdahale de bulunuyor” ifadeleriyle yorumladı.
Makalesinde “Trump’ın İran karşıtı ekibi bölgesel müttefikler tarafından destekleniyor” ifadelerine yer veren El Turfeh, Trump’ın 5 Mart’ta Siyonist İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile, 20 Mart’ta da Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman’la Beyaz Saray’da bir araya gelerek işbirliği yapmaya karar verdiklerini belirtti.
El Turfeh, 23 Mart’ta Beyaz Saray’da yapılan önemli ve gizli bir toplantıya da değindi. London School of Economics’in İran ve Afganistan uzmanlarından Masume El Turfeh, Beyaz Saray’da Amerika, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Ulusa Güvenlik Danışmanlarının bir araya geldiğini; Toplantıda, “İran’ın kötü niyetli ve kışkırtıcı çalışmalarına nasıl karşı konulacağını” tartıştıklarını ifade etti.
El Cezire’deki analizinde, Trump’ın İran karşıtı bir ekip kurmasına rağmen, İran’a karşı kararlı adımlar atmasının kolay olmayacağının altını çizen El Turfeh, “Trump’ın İran’a karşı ilk adımı Nükleer Anlaşmadan çekilmek olacak. Bu karar bile kolay verilebilecek bir karar değil” satırlarına yer verdi.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Nükleer Anlaşmayı bozduktan sonra İran’la nasıl mücadele edeceğini henüz bilmediğini ifade eden El Turfeh, “Amerika’nın amacı İran’da istikrarsızlık ve kaos oluşturmaktır. İran’da istikrarsızlık ve kaos oluşturmak için Amerika’nın muhalif grupları finansal ve lojistik olarak destekleyebilir. İran’da yapılacak terör saldırılarını finanse edebilir ve protesto gösterilerini körükleyebilir” tespitinde bulundu.
Analizinde İran’daki iç dengeleri de değerlendiren El Turfeh, “İran’da ekonomik kötü gidişattan dolayı halkta bir öfke olabilir. Ama liderin (Hamaney) pozisyonu ve muhalif grupların dağınıklığından dolayı, grupların İran aleyhinde Amerika ile bir işbirliği içerisine girmesi imkan dahilinde gözükmüyor. Amerika ile yapılacak böyle bir beraberliğe İran güvenlik güçlerinin sessiz kalmayacağı çok net biliniyor. Ayrıca 1953’te yapılan Amerika destekli darbe (Musaddık’a yapılan darbe) İranlıların zihinlerinde hale tazeliğini koruyor. Bundan dolayı muhalif grupların Amerikan destekli bir darbeyi veya rejim değişikliğini desteklemesi ihtimal dahilinde gözükmüyor” ifadelerine yer verdi.
Ülkedeki siyasi muhalif grup olarak isimlendirdiği Reformistlerin pozisyonunu da değerlendiren El Turfeh, “Reformist kanattan Hasan Ruhani, diğer reformist gruplarla beraber olarak iktidara geldi. Reformist gruplar sınırlı araçlarla sistem içerisinde açıklıklar oluşturmaya çalışıyor. Reformistlerin, Batı ile işbirliği yapılan Nükleer Anlaşmaydı, eğer anlaşma iptal edilirse muhalif Reformist grup zor durumda kalacak” değerlendirmesinde bulundu.
El Turfeh, Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’un İran planını da değerlendirdi.
El Turfeh, Bolton’un İran planıyla ilgili şu satırlara yer verdi: “Bolton’un İran planı, İran’ın yönetim şeklini değiştirmek isteyen muhaliflere Amerika’nın güçlü destek vermesini ön görüyor. Bolton, muhaliflere verilecek destekle birlikte Amerika ve İsrail’in İran nükleer tesislerine ortak bir saldırı yapılmasını destekliyor. Bolton’un bu planı boş ve tehlikeli bir çözümdür. İran’ın nükleer tesislerine saldırmak, İran Devrim Muhafızları’nın şiddetli tepki vermesinin yolunu açacak ve böyle bir savaş bölgeyi içerisine çekerek İsrail’e bir savaşın yaşanmasına yol açacaktır.”
İran’da sistemin değişmesi konusunda alternatif bir grup veya kadronun olmadığının altını çizen El Turfeh, Irak ve Libya’da da alternatif olmadan girişilen sistem değişikliğinden dolayı bu ülkelerde bölgeyi etkileyecek sorunlar oluştuğunu hatırlattı.
Suriye deneyimini de hatırlatan El Turfeh, Amerika Birleşik Devletleri’nin, Suriye’de Beşşar Esed’in yerine birini getirmek için yedi yıldır çalıştığını, ancak başarısız olduğunu belirtti.
Bolton’un İran’la ilgili planlarının ve düşüncelerinin sağlıklı olmadığına işaret eden El Turfeh, Bolton’un terör örgütü Halkın Mücahitleri’nin İran’da iktidara gelebileceğini savunduğunu” aktardı.
Halkın Mücahitleri terör örgütünün insan halkları konusunda kötü bir geçmişe sahip olduğunu belirten El Turfeh, Bolton’ın Halkın Mücahitleri terör örgütüne olan inancının kötü bir dayanak olduğunu ifade etti.
Son olarak El Turfeh, Amerika’nın İran yönetimini değiştirmek için ortaya koyduğu ve uygulamaya koyacağı planlarının İran yönetimini değiştirecek güçte olmadığını, tüm bu planların başarısızlıkla sonuçlanacağının altını çizdi.