Şehristani: Farklı Mezheplerin Kutsalları Aşağılanmamalı
Ayetullah Sistani’nin tam yetkili vekili, İslami tebliğin teşkilatlı ve organize bir şekilde yapılmasının gereğini vurguladı ve şöyle konuştu: Şunu itiraf etmeliyiz ki şimdiye kadar hep iç ihtilaflarla zaman kaybettik. Hâlbuki teşkilatlı ve organize şekilde mektebe birçok hizmetler yapılabilir.
Alulbeyt merkezinde İslam İnkılabının Şafakta On Gün Platformu üyelerinden bir heyeti kabul eden Hüccetül İslam Seyyid Cevad Şehristani önemli konulara dikkat çekti.
Şehristani şu hususları dile getirdi:
— Kendi inanç değerlerimizden asla taviz vermemeliyiz. Ama bunu yaparken başka mezheplerin kutsallarını da asla aşağılamamalıyız.
—- Medya maalesef zayıf kalmıştır. Mektebi değerlerimizi dünyaya ulaştırma medyanın asli görevlerindendir. Ama bu konuda çok başarılı olduğumuz söylenemez.
Acaba Ehlibeyt mektebi sadece Farslar ve Araplar için midir?!
—- Farklı diller öğrenilmeli, öğretilmeli ve bu dillerle Ehlibeyt maarifi dünyaya sunulmalıdır. Bugün 700 milyon insan İspanyolca konuşuyor, acaba bunlar için ne yaptık?! Brezilya’da 250 milyon insan var ve bunlar Portekizce konuşuyorlar; bunlar için ne yaptık?! Acaba Ehlibeyt mektebi sadece Farslar ve Araplar için midir?! Bu konuda iyice düşünmemiz ve neler yapabileceğimizi incelememiz gerekir.
—- Ülkemizdeki yeteneklerin önünü açacak projeler desteklenmelidir. Mesela bugün NASA’da çalışan birçok bilim adamı İran kökenlidir. Eğer onlara ülke içinde destek sağlanmış olsaydı yetenekleri İran’ın ilerlemesi doğrultusunda değerlendirilmiş olurdu.
— Müslümanlar olarak kendimize gelmeli ve birbirimize saygı göstermeliyiz. Eğer bunu başarabilirsek birçok sorunlar kendiliğinden çözüme kavuşacaktır. Görüş farklılığı kadar doğal bir şey olamaz ama doğal olmayan görüş farklılıklarını çatışma aracına dönüştürmektir.
— İhlasla ve samimiyet duygusuyla çalışmak gerekir. Biz çoğunlukla çıkarlarımız için “Allah”ı bile kullanıyoruz ve “Allah için şöyle yaptım” gibi sözler sarf ediyoruz. Oysaki gerçekten “Allah için” yapılan işler bereketli olur, insanları birbirine yakınlaştırır; sorun değil, çözüm vesilesi olur.
— İhlasın etkisi ile ilgili gerçek bir olayı size anlatmak istiyorum: Said Kemane isminde bir şahıs, Irak’ta su işlerinde müdürlük görevini üstlenmişti. O başından geçen bir olayı şu şekilde anlatıyor. Teftiş için Necef’e gitmiştim. Dönüşte güneşin batışına az bir zaman kalmıştı ve ben henüz namaz kılmamıştım. Kendi kendime şöyle söylendim: Eğer namazı kılmazsam Allah’a karşı günah işlemiş olacağım. Fakat namazı kıldığım takdirde de karşıda benim arabamı gören İngiliz polisini kızdırmış olacağım. Ben karar verdim ve namazımı kıldım. 20 dakika geciktim. Memurun kızgınlığı yüzünden belliydi. Ona şöyle dedim: Biz Müslümanların gün batımından önce Allah’la bir randevumuz var ve ona namaz diyoruz. Benim sözüm onu derinden etkiledi. Aradan birkaç gün geçmişti ki “terfi ettiğimi” bildiren bir telgraf aldım. Orada şu cümle vardı: “Allah’tan korkan kişi milletine hıyanet etmez.”